Şeyh Galip der ki:
Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvan olan âdemsin sen
Ey insan evladı! Kendine saygıyla, hürmetle yaklaş. Çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü, göz bebeği olan insansın!
İnsan etten kemikten yaratılmış sadece biyolojik bir varlık değildir. Zihinsel yönü vardır. Dünyayı, evreni, varoluşu düşünen, sorgulayan, arayan yeni şeyler keşfeden… Ruhsal yönü vardır. Genişleyen, daralan, manen kanatlanan; beden kafesinden çıkan. Biyolojik yönü vardır. Yiyen, uyuyan, hastalanan, ölen…
Zihnin yolculuğa çıkar; arar ama bulamazsa varoluşsal sancılarla ruha baskı yapar. Zorlar, sıkar, buhranlar başlar. Sorular cevaplanmayınca yolunu şaşar. Biyolojik beden güçlüdür, hareketlidir, yapar da yıkar da. Nefs ve akılla beraber iyi ile kötünün kesişim kümesinde yükselir de batar da.
“Yol uzun, kıldan ince, kılıçtan keskin.”
“Yaratan, yarattığını bilmez mi?” (Mülk, 14).
İnsanı yaratırken fıtratına ilahi bir yazılım koyan Allah (C.C.), Kur’ân’la akla tüm cevapları bildirmiştir. Kendini var edeni bilen insan, Allah’ın ilmiyle, kudretiyle ne kadar bilir ve severse işi o kadar kolaylaşır.
İman yaratanı bilmek, bulmak, O’nun gücünü ardına alarak ilerlemektir.
Bilmek ve sevmek bir fiili gerektirir. Sayısız bilim adamı vardır, çok şey bilirler ama bilgileri kaynağına varamayınca sonuca ulaşamazlar. Elmalılı Hamdi Yazır der ki: İlim, hikmete; iman, amele; düşünce, tefekküre varmayınca ilim olmaz.
İman, toprağa atılan tohum gibidir; üstü örtülmeli, sulanmalı, güneşe konulmalı ki büyüyüp yeşersin. “Din nedir?” diye sormuşlar, âlimler “Sabırdır” demişler. İnanmak sabırdır, ibadetler sabırla insanı kemale yaklaştırır. Ebedi rehberler hicretler, sürgünler, ateşler, kuyular, hapislerle yola revan olmuşlar. Bizden bu kadarı istenmiyor.
İman, korumak ve güçlendirmek için salih amel gerektirir. O ameller, nefsin ve bedenin sınırsız isteklerine “Dur!” der. “Buradan ötesi yasak, kendine zulmetme!” der. Kâinat sarayının en üstünden aşağılara yuvarlanırsın der.
İmam Şafii “Kur’an’da hiçbir ayet nazil olmasaydı, Asr Suresi yeterdi” der. Asr üç harf, kapsamı: Allah, kâinat, Efendimiz (S.A.V.). Zihnin ilacı, ana bilgi kaynağı Kur’ân’dır. İmanla yola çıkan insan, zihnini ve sosyal hayatını da düzene sokar. Tüm insanlık düzgün ve salih olmalıdır.
İmandan sonra sabır, infak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak gelir. Lokman (A.S.), oğluna şöyle nasihat eder:
“Ey oğulcuğum! Allah’a şirk koşma, namazı kıl, başına gelene sabret, iyiliği emret, kötülükten sakındır.”
İman, hakkaniyet ve adalettir. Bu temel kişiyi ve toplumu sabırla tedavi eder. Bedeni ibadetler nefse dayanmayı öğretir, malî ibadetler “Her şeyin sahibi sen değilsin, paylaş!” der. İmanı, ameli, sabrı, Kur’an’ı, paylaşmayı, duayı, vermeyi, yaraları sarmayı Ramazan’la doruk noktada yaşar.
Ey insan! Kemale ermek, zirveye varmak için çıktığın bu yoldan dönme! Sana verilen tüm kabiliyetleri “nihai varış makamına” ulaşmak için kullan!
“Asra yemin olsun ki! Şüphesiz insan hüsrandadır. Ancak iman edenler ve salih amel işleyenler müstesnadır.”
En doğrusunu Rabbimiz bilir.
Döne DOĞUTEKİN
MHP Alemdağ
Kadın Kolları başkanı