“Zorlama, insanın yaradılışına aykırı bir tutumdur. Anayasa’da; “kimse... dinî inanç ve kanaatleri açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz” (m.24/3) cümlesiyle de inanç hürriyetine ek güvence getirilmiştir. Atatürk, “Din gerekli bir kurumdur… Yalnız şurası var ki, din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır.” der. İşte bu bağlılık, ancak baskı görmediğinde iyiye ve güzele yönelebilir. Seçim; her zamanki gibi algılama, kavrama ve fark etme yetisini kullanabilen insana bırakılmıştır. İnsan; ya doğasının gereğini yaparak hür iradesiyle baskılara karşı çıkacak ve aydınlığı yakalayacak ya da “firavunluk” la özdeşleşen baskıya boyun eğerek karanlıkta kalacaktır. “

Bu satırları, Canan Murtezaoğlu’nun son çıkan “Oku!” adlı kitabından aldım. [1] Yazar, dinî inançların, özgür bir ortamda ve ancak, kişinin kendi özgür iradesiyle yaşanabileceğini çok iyi vurgulamış. Buradan hareketle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin temelini özgürlüğe dayandırdığını düşünecek olursak, vatandaşların dini özgürlüklerinin Cumhuriyet ve Anayasa ile güvence altına alındığı su götürmez bir gerçektir.

Sonuç olarak, herkes kendi inancını ve ibadetlerini istediği gibi yaşamakta özgürdür. Hiç kimse inancı nedeniyle yargılanamaz, ötekileştirilemez. Kul’u Allah ile baş başa bırakmak gerek. Sonuçta herkes hesabını Allah’a verecek, kul’a değil…

Sadece özgür insan iş yapıp değer üretebilir.

*

Canan Murtezaoğlu’nun “ vatandaşokuması.com” adlı bir de internet sitesi var. Burada bilgiye ve kaynağa dayalı çok sayıda yazar ve yazı yer alıyor.

Bir vatandaş olarak bilgi adına verdiğiniz katkı için teşekkürler, Canan Murtezaoğlu…

Bilgiyle kalın…


[1] Kitap, Oyuncakkutusu yayınlarından çıktı. Tüm internet sitelerinde satışta…