1-Kovid-19 Birleşmiş Milletleri sınıyor mu? yoksa sallıyor mu?

1.1.Sağlıkta küresel inisiyatif: Dünya Sağlık Örgütü

Son birkaç aydan beri küresel ölçekte korona virüs’ün yıkıcı etkisiyle insan sağlığı ve sağlık sektörü en önemli konu olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte insan yaşamı için “olmazsa olmaz” olan tarım ve gıda ürünleri üretim ve tedarik sektörü de önem düzeyi bakımından neredeyse sağlık sektörüyle birlikte ilk sıralarda yer alıyor. Esasen bu iki sektör dünden bugüne insan sağlığı ve yaşamın sürdürülebilirliği bakımından hep ilk iki sıradaydı. Ancak küresel Kovid-19 salgınının hızla tüm ülkeleri etkilemesi gündemin merkezine önce insan sağlığı konusunu ve sonra insan beslenmesi konusunu yani tarımı oturttu. Öncelikle mutlulukla belirtmek gerekiyor ki; Türkiye 2017 yılında geçtiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği etkili yönetim, hızlı karar alma ve uygulama kabiliyetiyle birlikte gelişmiş sağlık altyapısı ve tarımsal üretimdeki gücünün de etkisiyle, her iki alanda da çok hızlı ve kararlılıkla davranarak, gelişmiş pek çok ülkede yaşanan kriz ve kaos ortamının oluşmasına meydan vermeden Covid-19 sürecinde başarılı bir sınav verdi, vermeye devam ediyor.

Küresel düzeyde ise durum Türkiye’den farklıydı ve gelişmiş ülkeler kategorisindeki ülkeler de dahil olmak üzere küresel salgın mücadelesinde yazık ki pek çok ülke söz konusu sınavda başarısız oldular. Öyle ki, bu ülkelerde özellikle sağlık sektöründeki yetersizliğinin etkisiyle insan onuruna yakışmayan görüntüler ortaya çıktı ve solunum cihazlarına bağlanamayan insanlar koridorlarda, bahçelerde, yaşlı bakımevlerinde hayatlarını kaybettiler. Bu durumun şüphesiz söze konu ülkelerin bir bakıma kriz yönetimindeki başarısızlıklarını da ortaya koyduğu söylenebilir.

1.1.1.Dünya Sağlık Örgütü Mercek Altında

Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) her yıl Dünya Sağlık Günü olarak kutlanan 7 Nisan 1948 tarihinde kurulmuştur. Kuruluş anayasasında yer alan 9 maddeden 4’ünde gündemle ilgili önemli görevler yer almaktadır. Buna göre belgede sağlık bir refah göstergesi olarak kabul edilmekte ve her topluma, her insana sağlık hizmeti ulaştırılması ve yayım ile toplum bilinçlendirilmesi üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda ilgili dört meadde şöyledir; “Ulaşılabilir en yüksek sağlık standardından yararlanmak, ırk, din, siyasi inanç, ekonomik veya sosyal durum ayrımı yapılmaksızın her insanın temel haklarındandır.Sağlık tüm toplumların barış ve güvenliğin sağlanması için temeldir. Bunun için sağlıkta ülkeler arasında tam işbirliğine gereklidir. Farklı ülkelerde, özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı toplum sağlığının korunması için kontrolün sağlanamaması yaygın bir tehlikedir. Tam anlamıyla sağlıklı toplum için tıbbi ve psikolojiyle ilgili bilginin faydalarının tüm toplumlara yayılması gereklidir.” (1). Bu durum DSÖ’nün küresel ölçekte büyük sorumluluklar üstlendiğini göstermektedir ve dünden bugüne önemli hizmetler sunduğuna yönelik veriler sunmaktadır.

Ancak Covid-19 sürecinde Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ/WHO) en çok tartışılan küresel inisiyatif olarak öne çıkmış bulunuyor. Bu kapsamda en önemli eleştiri örgütün toplam bütçesinin %15’ini karşılayan Amerika Birleşik Devletleri’nden geliyor. Salgının önemini tam anlamıyla algılayamayıp dünyayı zamanında harekete geçirmediği ve salgına karşı mücadelede başarısız olduğu gerekçesiyle DSÖ, ABD olmak üzere çeşitli ülkeler tarafından büyük eleştirilere tabii tutuluyor. Hatta ABD ilk tepki olarak Covid-19 salgınıyla ilgili olarak DSÖ’nün salgına müdahale etmekte geciktiği, salgının küresel bir tehdit olduğunu zamanında saptayıp duyuramadığı, önlem almadığı ve yetersiz yönetim ortaya koyduğu gerekçesiyle örgüte yapılan desteği dondurduğunu açıklamış ve reform yapılmaması halinde DSÖ’nün Amerika Birleşik Devletleri’nden asla maddi destek alamayabileceğini belirtmişti. Bugün, 29 Mayıs 2020 tarihinde ise Amerika DSÖ ile ilişkilerini sonlandırdığını açıklayarak konuyu ciddi bir noktaya getirmiş oldu. Bu durum kesin olarak küresel sağlık sisteminde bir kırılmaya yol açmış bulunuyor ve öyle ki bu gelişme bir bakıma kriz içinde kriz yaşanmasına yol açmış görünüyor.

Not: Bu yazı 6 bölümden oluşmaktadır.

Kaynakça

(1).https://www.who.int/about/who-we-are/constitution (30.05.2020).

(2). https://www.dw.com/tr/akpmye-ilk-t%C3%BCrk-ba%C5%9Fkan/a-5168787 (30.05.2020).

(3).http://www.fao.org/UNFAO/histo-e.htm (30.05.2020).

(4).http://www.mfa.gov.tr/birlesmis-milletler-gida-ve-tarim-orgutu-_fao_.tr.mfa(30.05.2020).

(5).https://sustainabledevelopment.un.org/sdgs (30.05.2020).

(6). http://www.fao.org/turkey/news/detail-events/en/c/1269047/(30.05.2020).

(7).http://www.fao.org/about/how-we-work/en/(30.05.2020).

(8). https://www.un.org/millenniumgoals/bkgd.shtml(30.05.2020).

(9). http://www.fao.org/sustainable-development-goals/en/(30.05.2020).