Bu yazımı şikayet amaçlı değil, liyakatim ile, hak ettiğim halde, yönetici olamadığım için, torpil bulmak maksadı ile, siz Sayın Bakanımıza yazıyorum...

Eeeee öyle olmuyor, böyle olmuyor, her çareyi denemek zorundayım, yapacak bir şey yok. Bu benim sorunum değil, beni buna mecbur bırakanların sorunu, yani müdür beylerin sorunu… 

Çünkü “Seni istemiyoruz, git öteeee” diyen onlar, kazandığım sınavları kaale almayan onlar, dilekçelerimi görmezden gelen onlar...

Sayın Bakanım, eğer ki torpil sistemi yoksa, ki eminim, siz de “Ne torpili, öyle bir sistem mi olur?” diyeceksiniz.  

O halde, siz nasıl liyakatiniz ile, Prof. ünvanınız ile çalışıp başarılarınız ile Bakan olduysanız, sizin ünvan ve liyakatiniz hiçbir engele takılmadan, nasıl ki, tıkır tıkır işlemiş, Bakanlığa kadar gitmişse; sizden ricam, o yolu bize de tarif etmeniz... 

 KOMPLE ENGELLERLE MÜCADELE EDİYORUM

 Daha lise birinci sınıftan bu yana türlü türlü, akıl almaz engeller karşısında mücadele vermek zorunda kaldım... Sırf başarılı ve başörtülüyüm diye liseden komple kovulmuş biriyim.

Dikkat çekmek istiyorum; sadece başörtümden dolayı değil, aynı zamanda başarılı olduğum için liseden kovuldum…

Tüm eğitim hayatım birincilikler ile dolu olduğu halde, yöneticilik kısmı bana komple kapalı...

Makama gelince ne yazık ki sondan birinci oldum… Neden acaba?

Çünkü benim doktora ünvanım ve liyakatim hiçbir anlam ve değer ifade etmiyor...

2011 yılında doktora mezunu olmama rağmen, halen başöğretmen bile olamamış durumdayım, hadi onu geçtim...

SAYIN BAKANIM, BULUNDUĞUM İLDE KADIN YÖNETİCİ HAKLARINI ARA Kİ BULASIN 

 Tüm okullarda müdürlerin hemen hemen hepsi erkek, ilçe milli eğitim müdürlerimizin tamamı erkek, il şube müdürlerinin tamamı erkek idi, 5-6 ay önce başka ilden atama ile bir kadın yönetici ataması olmuş, neden olmuş acaba, o da ayrı bir konu, çünkü yıllardır hiç olmuyordu da…

Bana müdür yardımcılığı bile verilmezken, nasıl, niçin ve neden hanımefendiye il şube müdürlüğü verilmiş?

Hanımefendi ile benim taaa ilkokuldan bu yana başarılarımı yan yana koyalım bakalım, kim yönetici olmayı daha çok hak ediyor çıksın ortaya... 

Bilimsel başarıları yan yana koyacak ve o şekilde karar verecek bir sistem MEB'de maalesef yok, ne yazık ki...

Olsa zaten ben bu şekilde mobbing görmez, bu durumda olmaz, bu yazıyı da yazmak zorunda kalmazdım...

Bulunduğum ve görev yaptığım ilde yönetici olmamam için, kalın, yüksek engelli tel örgüler ile her taraf örülmüş vaziyette...

Nedenini ve niçinini ben bilemem tabi, yani sizin yüzünüze gülen, tıkır tıkır işleyen liyakat nasıl oluyor da bir kez bile benim ve benim gibilerin yüzüne hiç gülmüyor, çok hayret verici bir olay gibi geliyor bana... 

EKYS’Yİ KAZANDIM MOBBİNG GÖRDÜM 

Sayın Bakanım, yüz kere yazdım, üşengeçlik yapmayıp yüz bire tamamlamak istiyorum ve bir kez daha yazıyorum:

10 yıl bilsemde olmak üzere, 20 yıllık ilköğretim matematik öğretmeniyim, ÖSYM tarafından yapılan EKYS’ye girdim, kazandım, mülakatlara girdim, kazandım, kurumumuzdan iki tane müdür yardımcısı gitmiş olmasına rağmen ve yine kurumumuzdan iki tane öğretmen EKYS’ye girmiş olmasına rağmen, diğeri 3-5 yıllık öğretmen, lisans mezunu, sessiz sedasız şekilde, anında müdür yardımcısı oldu... 

Bilim insanı olmayı başarmış biri olarak söylüyorum, bırakın yönetici olmamı, “Git üniversiteye” diye kovuluyorum...

Başarılı bir kimsenin bilsemde yönetici olmasını maalesef kimse istemiyor...

BANA GELİNCE  

20 yıllık öğretmenim, işin mutfağında yetişmişim, doktora yapmışım, ulusal ve uluslararası onlarca akademik çalışmam var… Pek çok başarı, üstün başarı belgesi aldım. Fakat tüm bu başarılarımın hiçbir önemi, değeri yok.

Sırf yönetici olmamı engellemek adına, tam sınav üstü sağlık kuruluna gönderildim... Hatta ilçede sağlık kuruluna gönderilen ilk öğretmen benim, daha sonra göndermiş olabilirler, orası işin çaktırmama kısmı diye düşünüyorum...

Elimden tüm proje öğrencilerim ve ek derslerim anında, ışık hızı ile alındı... Tam iki yıldır ek derslerim bana verilmiyor... Maksat maddi ve manevi zarar görmem.

Bilsem öğrencileri sırf bu yüzden matematik derslerini bilsem ile hiç alakası olmayan, görevlendirme öğretmenlerden görmek zorunda kaldı... Öğrencilerin kafası tamamen karıştı, bir kısmı bilsemi etüt merkezi bile sanıyor maalesef…  Öğrencilerim ve velilerim bana “Siz neden derslerimize girmiyorsunuz?” diye sürekli sordular...

Yönetici olmak için vermiş olduğum dilekçelerin bir kısmı sümen altı yapıldı...

Okulun ismini ben başvuru yapmayayım diye münhal listelerinde yayınlamadılar... 

Mobbinglere aldırmadan müdür yardımcılığı talebim için son dilekçemi tam verecektim ki, kurum amirim “Seni müdür yardımcısı olarak burada istemiyorum, aylar önceden köy okulundan arkadaşıma söz verdim, o kişiyi bilseme müdür yardımcısı yapacağım” dedi ve yaptı… Hatta ismimi Vali Bey'e göndermeyeceğini söyleyip kibarca “İşine bak, ayak oyunlarına gelme, başına iş alma” demiş oldu... 

 20 yıllık tertemiz sicilimi bozmaya çalıştılar, tabi ki çaktırmadan... İlçe şube ve il şube müdürlerine gittim. “Makamda gözüm olduğunu” söyleyip gönderdiler... Sahi, makamda gözü olan mı yönetici oluyor? Orasını ben bilmem, müdür beyler bilir...

Bir diğer Müdür Bey, “EKYS pek önem arz etmiyor, biz istemezsek yönetici olamazsın”  dedi ve adres gösterdi “Üniversiteye git” dedi... Kısaca, makam istiyorsan, biz de seni Milli Eğitim Bakanlığında istemiyoruz demiş ve kibarcıktan kovmuş oldular... Fakat anlamamazlıktan geldim, yüzsüz şekilde duruyorum diyeceğim ama öyle değil, başım dik, alnım açık şekilde, liyakatim ile, mülakatı kazanarak bilsem öğretmeni oldum...

Gerçi bilsem öğretmeni olmak için dahi tam beş yıl amansız, çetin bir mücadele verdim... Eski okul müdürüm Bakanlıktan gelen tebligatı ben bilseme başvuru yapmayayım diye gizlemiş...

Diyorum ya, engel, zorluk bir olsa aşalım, bin bir olunca takılıyoruz...

SAYIN BAKANIM 

Bulunduğum ilde, Bakanlığımıza bağlı bilim ve sanat merkezlerinde; dirsek teması ve ahbap çavuş ilişkilerine bağlı olarak ve adamını bulan, torpil bulan yönetici olabiliyor maalesef...

Liyakate önem, değer veren yok.

EKYS göstermelik, kimse ona bakmıyor...

Geriye kaldı tek seçenek; torpil bulmak.

Ben de zaten her şey var, bir tek torpil yok.

O yüzden, eğitim camiasının en tepe ismi de siz olduğunuz için, liyakatim ile hak ettiğim makama yönetici olamadım, bari sizin torpiliniz ile yönetici olayım...

 Öyle olmuyor, böyle olmuyor madem...

Ben de tepe noktadan torpil bulmaya karar verdim....

Yoksa ben alaverelerle dalaverelerle  mücadele ederken, birileri cuppp diye makamı kapıyor...

Sayın Bakanım, devletin makamları kapanın elinde kalıyor bizim ilde, torpil varsa, makam var.

 Beni yanlış anlamayın Sayın Bakanım, bir gazeteci ve bilim insanı olarak gördüğüm genel durumu ortaya koymak zorundayım...

Sistemin içinde maddi ve manevi zarar gördüğümden dolayı, yanlışlıkları sorgulamak zorundayım, sonuç olarak insanım, robot değilim...

Saygılar, Sayın Bakanım.