Çorum leblebisiyle meşhur, ülkemizin güzide şehirlerinden birisidir. Çorumlu'ların kendilerine has kelimeleri, şivesi oldukça sempatiktir. Birde bazı cümlelerin hikayesi vardır..
Bu söz daha çok kızgınlık, kırgınlık ya da olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterenlere söylenir. Çorumlu olsanız da olmasanız da mutlaka duymuşsunuzdur hatta söylemişsinizdir bile…
SENİN YAPTIĞINI ÇORUMLU YAPMAZ!
İşte gerçek hikayesi
Çorumluların genelde alındığı ve kullanılmasını pek sevmediği bir kelimedir. Senin yaptığını Çorumlu yapmaz sözü.İşte anonim hale gelen o sözün hikayesi...Anadolu'da vakti zamanında halktan hayvan vergisi alınır. Küçük ve büyükbaş hayvanların sayısına göre alınan verginin bedeli değişir.
Vergi memuru Çorum'da bir köye gider...
Ev sahibi vergi memurunun geldiğini bilir.
Memur içeri buyur edilir ve ne kadar hayvanı olduğu söylenir: 1 koyun.
Yorganın altındaki koyun
Memur ahıra bakar ve 1 koyun olduğunu görür.
Ücreti tahsil için tekrar içeri girildiğinde çift yorganla kapatılmış bir şey dikkat çeker.
Memur merak edip sorar. Ev sahibi babasının rahatsız olduğunu ve yattığını söyler.
Ancak yorganın altından garip sesler gelir. Memur şüphelenir ve bakar; Bir koyun...
Yorganın altındaki eşek!
Aynı memur yine vergi tahsili için bu defa Kayseri'ye gider.
Bir eve girer ve tespite başlar.
Benzer manzarayla orada da karşılaşır. Ev sahibi babasının rahatsız olduğunu ve yattığını söyler.
Memur yorganı kaldırır ve altında eşek olduğunu gördükten sonra;
"Senin yaptığını Çorumlu yapmaz, o koyuna babam demişti; sen eşeğe babam diyorsun" der.
Ve bu söz sonrasında ikili ilişkilerde yapılan yanlışı vurgulamak adına kullanılan anonim bir tepki haline dönüşür.Diğer bir cümle ise;
“ÇORUMLUNUN YAPTIĞINI KİMSE YAPAMAZ”
Bu sözün hikmeti ve hikâyesi şudur. “Kafkasya’daki soykırımdan kaçan 1.5 milyon Çerkesin bir bölümü Çorum sancağına yerleştirilir. Çorum eşrafı kente gelen Çerkeslere ev yapar, ahırına hayvan koyar ve tohum verir. Bunu duyan Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz, Çerkesler için yaptıklarına karşılık olarak Çorum halkına para gönderir. Ancak Çorumlular ‘onlar bizim kardeşimiz. Kardeşe ev açmanın masrafı mı olur?’ diyerek parayı Hazine’ye iade ederler. Çorumluların davranışından etkilenen Padişah Abdülaziz, dönemin gazetesinde Çorumlular için teşekkürname yayınlatır”Gerçekten kardeşe ev açmanın masrafı mı olur?
Elbette olmaz.
Bu bize cenabı Allah’ın telkinidir.
İsar, geçmiş hayatımızın bir parçasıdır.
Bugün unuttuğumuz, daha doğrusu unutturulan en önemli değerlerimizden biridir “İsar”
“Onlardan (Muhacirlerden) önce o yurda (Medine’ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile, onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (HAŞR SURESİ – 9. AYET) biçiminde Kur’an-ı Kerimde yerini bulur.
Peki Çoumlu'ların sürekli kullandığı kelimelerin anlamları neler? İşte sadece gerçek Çorumlu'ların anlayabildiği Çorum'ca kelime...
Heri: Anlamı olmamakla beraber, kelimeler arasında bağlaç olarak kullanılıyor.
Gobel: Erkek çocuk
Şilepe: Yiyecekten bulaşan yapışkan sıvı
Elevay: Yavaş iş yapan kimse
Culuk: Hindi
Ellame: Sanki
Badal: Merdiven
Çoynak: Çolak
Gölbez: Köpek yavrusu
Gunnamak: Bir hayvanın doğurması
Tengdirmek: Elden çıkarmak
Cınnak: Tırnak
Mazarat: Yaramaz çocuk
Şapırtısına yelmek: Başka bir kimse tarafından tutulması oldukça güç bir vaadin olabileceğine inanmak
Guşhane: Büyük, metal yemek tenceresi
Costar: Aklı bir karış havada
Toplu: Pencere
Eze: Omuz
Zuval: Kızılcık ağacının meyvesi
Dobak: Güvercin
Pinnik: Tavuk kümesi
Sellağ: İçinden pis su akan dere
Sıracalı: Zayıf ya da devamlı hasta kişi
Alakise: Üçkağıtçı kimse
Şinnemek: Yaramazlık yapmak
Cıncık: Misket
Pevrede: Meyve marmelatı
Yelikme: Çocukların yaramazlık yapması
Heşlemek: Birşeylerin çöpe atılacak kadar kötü duruma gelmesi.