Çalıştığınız kurumda ağırlığınız hissedilmiyorsa ya da verdiğiniz eğitimler ilgi görmüyorsa, katılımcılar ciddiye almayıp sıkılıyorsa, mecburiyet kadar dinliyorsa aşağıdaki yazıyı okumanızı ve gereğini yapmanızı tavsiye ederim. Kesinlikle bariz değişimi göreceksiniz.

Değerli Meslektaşlarım;

‘’Umduğunuzu bulamazsanız, bulduğunuza küsmeyin’’ diye güzel bir söz var. Kimimiz memuriyete bu teşkilatta başladık, kimimizde başka kurumlardan farklı hayaller içerisinde naklen geldik. Belki de çoğumuz ilk geldiğimizde bocaladık. ’’Eyvah her taraf plan, program bunlardan anlamayız diye kara kara düşündük. En kısa sürede buradan kaçmanın yollarını aramaya başladık. Kimi meslektaşlarımız aradığını bulamayınca kısa sürede gemiyi terk etti. Hatta karaya ulaşınca da hemencik zirveye çıktı. Zirveden bay bay yapıyor. Kimi meslektaşlarda gemi batmasın diye son havliyle mücadeleye devam ederken, bir de baktık ki yıllar geçivermiş…

Önce mesleğinizi seviniz. Umduğunuzu bulamazsanız, bulduğunuzu en iyi şekilde değerlendirmenin gayreti içinde olunuz. Bunu yapmazsanız hem kendinize hem de memlekete zararınız dokunur.

Yetki ve sorumluluklarınızı en ince ayrıntısına kadar biliniz. Gerektiğinde kullanmaktan çekinmeyiniz. Denetim-rehberlik-eğitim üçgenini ihmal etmeyiniz.

Konuşacağınız sürenin en az iki katı hazırlık yapınız. Elektrik kesilmesine, bilgisayar arızalanmasına karşı alternatif planlar yapınız ve kesinlikle hazır sunu kullanmayınız.

Anlatacağınız konuya çok iyi hazırlanınız. Konuya hâkim olduğunuzu hissettiriniz. Mümkün mertebe sunuya bakarak okumayınız. Nezaket çerçevesinde konumuzla ilgili ‘her türlü soruyu sarabilirsiniz’ demeyi ihmal etmeyiniz. Bilirseniz hemen, bilemezseniz bilahare cevap verirsiniz. Bu arada konuyu farklı mecralara götürmek için gelebilecek alt niyetli sorulara hazır olunuz. Bu tür sorular için öyle hazır cevaplar veriniz ki soruyu soran sorduğuna pişman olsun.

Giriş bölümünde duygusal bir giriş yapınız ki, dinleyiciler gelişmeyi merak etsin ve sizleri pür dikkat dinlemeye devam etsin.

Resen yapılan bir seminerde, ‘’beş dakika mecbursunuz, sonra gerektiğinde serbestsiniz’’ derseniz ve etkileyici bir girişle sonuca ulaşabilirsiniz. Geçmiş yıllarda eğitim müfettişlerine verdiğim seminerde bunu uyguladım. Ramazan ayında ki programa oruçlu olmalarına rağmen bir saat 45 dk. Pürdikkat dinleyip kimse ayrılmadı. Seminer sonunda sıraya geçip tebrik ettiler.

Dinleyicilerin seviyesine uygun kelimelerle konuşunuz. Çevrede yaşanmış olaylardan, tarihi olaylardan örnekler, hikâyeler konuşma arasına katınız. Konuyla ilgili güldürücü ve aynı zamanda ders verici espriler yapınız. Şiir ve atasözleri kullanınız.

Bir eğitimci olarak unutulmak istemiyorsanız ‘’Çan çene çon çene çin çini çon çene’’ türü dikkat çekici sözler kullanınız. Bu söz dinleyicinin hoşuna giderse aradan kırk sene geçse bile sizi unutmaz. Konusu açıldığında -karışık, dolaşık cümle kullanan adamdı- diye hatırlar.

Dinleyicilere şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın demek yerine niye yapmaları gerektiğini varsa hayatta yaşanan güncel ibretlik olaylarla destekleyiniz. Kendi yapmadığınız bir tedbiri söylemeyiniz veya kendi eksikliğinizi de içine koyarak anlatınız.

Konuşmanızda anlattığınız her olayın kaynağını gerektiğinde isim vermeden genel olarak söyleyiniz. Daha da ayrıntı talep edilirse özel olarak verebileceğinizi ifade ediniz.

Çalışmalarınızı basınla, sosyal paylaşım siteleriyle paylaşınız. Böyle yaparsanız onlar yüz, yüzler bin, binler on bin olarak toplumun farklı kesimlerine ulaşır. İmkânınız varsa -resmi izin almak kaydıyla- konunuzla ilgili makaleler, şiirler yazıp, basına veriniz. Kimi reklam kimi özveri der üzerinde durup moralinizi bozmayınız. Siz işinizi yapıp gerisini boş veriniz.

Çalıştığınız kurumdaki yetkililerle, mülki amirlerle, müfettişlerle, müdürlerle veya çarşı pazarda esnaflarla ikili sohbetlerinizde sivil savunma tedbirlerinin önemini hayatın içinden yaşanmış olaylarla anlatınız. Anlattıklarınızı onların onaylaması işlerinizi daha da kolaylaştırır. ‘’Ön tekerleği, arka tekerlek takip eder’’ sırrınca vereceğiniz eğitimlere, konferanslara bir vesile ile onları da katmaya çalışınız.

Eğitim sonrası görüş alınız. Eleştiri gelirse sabırlı olun veya gerektiğinde bir kısmına katıldığınızı ifade ederek bu nokta da hepimizin sorumlu olduğunu ifade ediniz.

Çalışmalarınızı istatistiki olarak arşivleyiniz. En azından bir gün, ‘yıllarca bu kurumda sivil savunma işlerine bakmışsın, ne iş yaptın? Yan gelip yatmışsın’ diyen çıkarsa önüne atarsınız.

Öğrencilere eğitim veriyorsanız; eğitim arasında veya sonrasında sınıf öğretmenini, okul müdürünü vs. eğer hak etmişse bir cümle ile övmekten çekinmeyiniz. ‘’En ucuz hediye aferindir’’ sırrınca çocuklara basit bir soru sorup bilirseler, öğretmeniniz bu konuda sizleri bilgilendirmiş, çok güzel. ‘’Haydi bakalım, çocuklar öğretmenimizi bir alkışlayalım’’ deyip alkışlatın. Umulur ki o öğretmen veya müdür sizin anlattıklarınıza sonradan samimi olarak katkı sağlamaya çalışır.

Sivil savunma tedbirlerine özel ilgi, alaka gösteren personele, velilere, öğretmelere, müdürlere vs. teşekkür belgesi teklif ediniz. Kendiniz için tok gözlü olup, talep etmeyiniz. Çünkü hep unutulursunuz(!) Bu bağlamda milli eğitim müdürlüğünde sivil savunma kapsamında Türkiye ‘de ilk defa 99 personele, veliye, öğretmene, müdüre, müfettişe, basına teşekkür belgesi verildi.

Bu öneriler belki maddi anlamda sizlere bir şey vermez. Hatta sizden bir şeyler alıp götürür. Kimisi, ‘’Durmadan reklamını yapıyor, gelecekte siyasette gözü var veya farklı makam sevdasında yoksa niye bu kadar çalışsın ki, devlet memurluğunda çok çalışana çok maaş vermiyorlar ya’ diye dedikodu yaparken, kimi de ‘’Helal olsun, özveriyle işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor’’ diye yorumlar. Ama herkes bilir ki, ‘’Ameller niyetlere göredir’’ Diğer taraftan unutulmamalıdır ki, sizin bir cümleniz beklenmedik bir anda can-mal kurtulmasına vesile olurda, adınıza gıyaben isimsiz dualar geliverir. Dolayısıyla manevi, vicdanı anlamda çok şeyler elde edersiniz. İşleriniz yolunda gider. Hiç bir şey olmazsa maaşınızın bereketi artar. Çevrenizdeki insanlar ‘’Bu maaşla nasıl rahat yaşıyorsun, evin var, araban var, çoluk çocuğunu okutuyorsun?’’ diye gıpta ederler.

Neticeyi kelam, ortaokul sıralarından beri toplum karşısında konuşan ve bu nokta da epey mürekkep yalamış biri olarak, yaptığınız görevden, verdiğiniz eğitimlerden, konferanslardan zevk almak, konusu çıktığında etkili olmak ve akabinde dinleyiciler tarafından samimi olarak alkışlanmak istiyorsanız yukarıda ki önerileri dikkate almanızı tavsiye ederim.

*

TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve Susamak kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak (tanesi 50 TL) temin edebilirsiniz.