İstanbul'da Santa Maria Katolik Kilisesi'ne pazar ayini sırasında yapılan menfur saldırıda 52 yaşında bir Türk vatandaşı ölüyor...
Bu elim olaydan dolayı bir eğitimci, akademisyen, gazeteci, köşe yazarı olarak büyük üzüntü duydum, ölen kişinin yakınlarına başsağlığı diliyorum...
Olayın kilisede gerçekleşmiş olması, ibadethanelerin dokunulmazlığı konusunda bir kez daha tüm dünya liderlerinin başını iki eli arasına alıp etraflıca düşünmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.
2019 yılında Yeni Zelanda'da bir alçak cani tarafından silahlı saldırı sonucu 51 müslüman şehit edilmişti...
Ve kendini bilmez birçok İslam düşmanı, batılı ülke tarafından yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’e alçakça saldırılar olmuştu.
Vatikan'da, Papa’nın sesi her nedense bu alçakça saldırılar karşısında ya hiç çıkmıyor, ya dostlar alışverişte görsün cinsinden duyulamayacak kadar çok cılız çıkıyor...
Kutsal ibadethanelere ve kutsal Kitaplar’a, hele hele yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’e saldırmak, yakmak ve bu alçaklığı göstermek kimsenin haddine değildir...
Yapanın Ebu leheb gibi elleri kurusun inşallah!
İBADETHANELER DOKUNULMAZ OLMALIDIR
8 Ocak 2024 tarihinde bir provokatör tarafından provokatif bir saldırıyla, Fatih Cami İmamı Sayın Galip Usta ve cami cemaatinden bir kişi, namazdan sonra şüpheli biri tarafından bıçakla yaralanıyor...
Çok değerli Hocamız Galip Usta'ya bir kez daha en içten, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Çok değerli Hocamız Sayın Galip Usta’ya, Fatih Cami içinde görevini ifa ederken ve ibadet esnasında uğramış olduğu saldırı nedeniyle, kanaatimce “Gazilik” ünvanı verilmelidir...
Provokatöre verilecek en iyi cevabın bu olacağını düşünüyorum...
Fatih Cami kim tarafından yapılmıştır?
Yapımına 1462 yılında başlanmış ve 1469 yılında tamamlanmıştır. Mimarı, Sinaüddin Yusuf bin Abdullah'tır (Atik Sinan). Cami 1509 İstanbul depreminde büyük hasar görmüş ve II. Beyazıt döneminde onarılmıştır.
Eşsiz tarihi özelliğe ve güzelliğe sahip bir eserdir. Fatih Cami'sinin böyle alçakça bir saldırı nedeniyle gündeme gelmesinden dolayı ayrıca büyük üzüntü duydum...
TERÖRİST İSRAİL'İN İBADETHANELERE SALDIRILARI
İsrail; 7 Ekim 2023 olayları bahanesi ile tüm Gazze'yi, içindeki insanlar ile, kundaktaki bebekler, çoluk çocuk, kadın, genç, yaşlı, sivil demeden tamamen yok etmek üzerine, dünyada daha önce eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma girişmiştir. Cami veya kilise demeden, tüm insanlığa ait ortak semavi dinlerin ibadethanelerine haince, alçakça, canice ve acımasızca bir soykırım ve yok etme planını uygulamaya koymuştur... Tüm dünyanın gözü önünde bu canilik, bu teröristlik, bu tarihe yönelik cinnet, bu kültürel budama, bu bilim düşmanlığı tüm dehşetiyle devam etmektedir.
BEYAZSARAY SÖZCÜSÜ JOHN KÖRBY
“Gazze'de ölen sivil sayısı sıfır, Güney Afrika'nın iddaları tamamen anlamsız” şeklinde ipe sapa gelmez, karşı tarafı enayi yerine koyan bir açıklama yapıyor, John Körby…
İnsanların aklı ile, vicdanı ile, alay ediyor açıkça… Ekim ayından beri, Filistin’de ölen onca bebek ve çocuğa rağmen, yayınlanan yüz binlerce katliam videosuna rağmen, siyonistlerin barbarca, alçakça, zalimce, insanlık dışı saldırılarına rağmen, göz göre göre uygulanan soykırıma rağmen, bir de kalkıp tüm dünya ile dalga geçip alay etmeyi Beyaz Saray’ın Firavunları sürdürüyor...
PAPA'DAN SANTA MARİA KATOLİK KİLİSESİ'NE SALDIRI HAKKINDA AÇIKLAMA
Papa, “İstanbul'daki kilise cemaatine yakınlığımı ifade ediyorum" diye açıklama yapıyor.
Ama aynı Papa, terörist İsrail'in ibadethanelere saldırılarına ilişkin çok cılız, pasif, hatta yok denecek kadar korkakça ses çıkarıyor...
Buradan Papa'yı, bir din adamı olarak adaletli ve vicdanlı olmaya, ibadethanelere yapılan saldırılara karşı tarafsız olmaya davet ediyorum...
TÜRKİYE'DE BULUNAN YABANCI UYRUKLULAR
Suriye, Irak, Afganistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Rusya, Almanya, Madagaskar, Vietnam, Peru, Ukrayna, Çeçenistan, Fars, Kırım Tatarları, vs. gibi dünyanın birçok ülkesinden gelmiş sığınmacı bulunmaktadır.
Türkiye’de hangi azınlıklar var?
Süryani, Caferi, Roman, Rum, Kafkas, Ezidi ve Yahudi gibi geniş bir etnik ve dinsel çeşitliliğe ev sahipliği yapan, kozmopolit bir ülke bizim cennet vatan Türkiyemiz...
ÜLKEMİZ HER ZAMAN MAZLUMUN YANINDA YER ALMIŞTIR...
Ülkemiz, Osmanlı İmparatorluğu zamanından günümüz Türkiye’si de dahil, her zaman zalimin, barbarlığın karşısında, soykırıma uğramış milletlere (Nazilerden kaçan Yahudiler dahil), sığınacağı güvenli ve emin bir liman olmuştur...
İç savaştan kaçan ve sayısı milyonları bulan Suriyeliler yaklaşık 10 yıldır ülkemizde (misafir) kalıcı olarak yaşamaya devam ediyor...
ÜLKEMİZDE YABANCI DÜŞMANLIĞI VE IRKÇILIK HİÇ OLMAMIŞTIR
Bir ailede kardeşler büyür ve evlilik çağı gelince herkes evlenir, herkesin ayrı ayrı evi barkı olur...
Tatlı tatlı geliş gidişler, kardeşler arasında akraba ziyaretleri, tatlı sohbetler ve özlem gidermeceler olur...
Kardeşler birbiri ile sürekli görüşemese dahi, “Yerli yerinde olsun, canları sağ olsun” dileklerinde bulunur.
Kardeşlerden birinin başına kötü bir iş gelse, tüm kardeşler ona kol kanat gerer, sahip çıkar...
Müslüman ülkelerin mazlum ve Müslüman halkları başta olmak üzere; zorda kalmış her kim varsa, canını, malını kurtarmak için ülkemize sığınırlar. Canı, malı, güvence altında, tüm yasal haklardan ve ülke imkanlarından hiç kısıtlama olmadan yararlanırlar...
Buna en güzel örnek 10 yıla yakın bir süredir ülkemizde ikamet eden Suriyeli sığınmacılardır... Birçok Suriyeli sığınmacı, kendi ülkelerinde bulamadıkları demokratik haklara sahip olmuş, ülkemizde mal ve mülk edinmişlerdir...
Hatta içlerinden bazıları, yoksulluk ve fakirlik içinde ülkemize sığınmacı olarak gelmiş ve ülkemizin vermiş olduğu haklar sayesinde, burada kendi imkanları ile çalışarak zengin olmuşlardır...
Tabii ki ben de savaşların sona ermesinin ardından ülkemize gelen sığınmacı (misafirlerin) kalıcı olmadan ülkelerine dönmeleri taraftarıyım...
Bu istek ve temenni beni asla yabancı düşmanı ve ırkçı yapmaz.
Bu istekte bulunmak ayrı bir şey, “Ülkemizde yabancı düşmanlığı ve ırkçılık var, Santa Maria Katolik Kilisesi'ne o yüzden saldırıldı”demeyi ise son derece art niyetli, ülkemizi dış devletlere karşı kötü gösterme, hatta dışarıya karşı koz üretme işi olarak görüyorum...
İsrail’in Yahudi terörüne ve teröristlerine ses çıkarmayanların, bir bardak su ile fırtına koparmaya kalkışmalarını ve olayın daha adli soruşturması bile yapılmadan, mal bulmuş mağribi gibi çıkıp da “yabancı düşmanlığı ve ırkçı saldırı” söylemlerinde bulunmalarını, hiç de iyi niyetli olmadıklarının çok açık bir göstergesi olarak görüyorum...
Tabii ki şanlı geçmişi ile Türkiye Cumhuriyeti, bu tür küçük oyunlara gelmeyecek kadar Yüce bir devlettir...
Siyonist Yahudi terörünü, Gazze saldırısına katılan tüm teröristleri, bu teröristlere destek veren küçük büyük tüm terör sevicileri ile birlikte bir kez daha lanetliyorum...
Yüce Allah'tan tez zamanda bunların belalarını vermesi için her fırsatta bedduada bulunuyorum...
“Yıkıl İsrail, enkazını göreyim”...
Çok yaşa Hamas,
Çok yaşa Filistin!
Çok yaşa…