Yıllardır ara sıra Sabah gazetesinde yazılarını okuduğum Yavuz Donat’ı çok sever ve takdir ederim. Yavuz Donat, halkın içine karışır, şehir şehir dolaşır kimseyi kırmadan, incitmeden halkla sohbet eder günlük ve haftalık haberleri okurlarıyla paylaşır.
Yavuz Donat’ın 357 sayfalık “Off The Record” kitabını iki günde okudum.
Off the record terimi habercilik alanında kullanılan sözcüklerden biridir.
Alınan haberin kaynağı gizli tutularak paylaşılmasına denilmektedir.
“Off The Record” Yolu Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, 12 Eylül
ve 28 Şubat’tan geçen bir gazetecilik serüveni…
Siyasetçilerle kurduğu dostluklarla, Anadolu notlarıyla, seçim öngörüleriyle ve kendisine has tatlı sert üslubuyla… Türk gazeteciliğinin usta ismi Yavuz Donat, meslekte yarım asrı geride bıraktı.
Şimdi bu elli altı yıllık serüveni bir başka gazeteciye Şebnem Bursalı’ya anlatıyor.
“Off The Record” kimi zaman hüzünlendirecek, kimi zaman gülümsetecek.
Fakat şu kesin… Okuduğunuz her anıda çok şaşıracaksınız.
Çünkü bu anıların hepsi… “Off The Record”
OF
Karadeniz’e gidişlerinizde galiba en çok uğradığınız yerlerden biri Of. Trabzon ilçesi doğru mu? Evet. Of’la bağlantınız var mı? Ofspor’un kongre üyesiyim. Nasıl? Nasılı’ı var mı? Of bir dünya kentidir. Of’luya sorun, “Of nereye bağlıdır?” diye. Size şu yanıtı verir. “Yukarıya, doğrudan Allah’a. Of’la ilgili fıkraları toplasanız kitaba sığmaz.
Of o kadar renkli yani? Görmelisiniz. Of’un Ruslar’dan kurtuluşu hem Of’ta kutlanır, hem de Rusya’da. Of’ da kutlanması doğal. Ruslar’dan kurtuluşunu kutluyorlar. Rusya’da kutlanması neden? Ruslar’da Of’lulardan kurtulduk diye kutlama yapıyorlar. Bu bir fıkra değil mi?
Of’da fıkra ile gerçek birbirine karışır. Ofspor maçına fazla seyirci gelmiyordu. Yönetim bir duyuruda bulundu. “Ey Of’lular! Bu hafta maça gelin. Girişte bilet parası alınmayacak. Sonra? Stadyum tıklım, tıklım doldu. Maç bitince, seyirci stadyumdan çıkarken bilet kesildi, para istendi. Seyirci dedi ki, “Hani maça girişte para istenmeyecekti?” Görevliler, “Girişte istenmeyecek” dedik. Çıkışta istenmeyecek demedik ki” yanıtını verdiler. Şaka yapıyorsunuz? Fıkra… Hayır gerçeğin ta kendisi.
Of’lu dostunuz çok mu? Elbette. Ali Ağaoğlu, Sefer Ulusoy, Eray Kapıcıoğlu, Ersin Ramazanoğlu, Oktay Saral, Cevdet Saral. Hangi birini sayayım?
DEMİREL DAVETLERİ NİÇİN GERİ ÇEVİRDİ?
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Süleyman Demirel yurt dışından çok davet aldı.
Amerika’dan, Avrupa ülkelerinden. Demirel hep teşekkür etti. Davetleri geri çevirdi. Gitmedi. Bir gün sordum: “Niçin gitmiyorsunuz?”
“Gidip de ne diyeceğim?” Darbe oldu, aman ne kadar iyi diye mi konuşacağım?”
Darbeyi mi öveceğim?” Bunu yapamam. Veya gidip de ülkemi kötüleyecek miyim?
Meclisi kapatmak ile, padişah asmak aynı şeydir, onu mu söyleyeceğim?”
“Hayır bunu da yapamam”
KITLIK
Dönemin siyasi figürlerinden bir diğeri de Erdal İnönü. Evet, ince uzun biriydi. Turgut Özal kendisine takılırdı. Ne diye? Bir gün şöyle dedi. “Sizin bu sıska halinizi gören de sanır ki Türkiye’de kıtlık var.” Erdal İnönü, Turgut Özal’ın göbeğini işaret ederek, “sizi gören de kıtlığın nereden kaynaklandığını anlar.” Turgut Özal bir gün Erdal bey için
“Boyu uzun aklı kısa” dedi. Erdal bey kızdı ve bu üslubun Başbakan’a yakışmadığını söyledi.” Turgut Özal, “Bu bir halk deyimi, kızmaya gerek yok ki. O da bana “fitne fücur” diyebilirdi.
SIRA GELDİ BİLGE BAADDİNE’E
1—Arap’lar masal yazar, Farslar şiir yazar, Türk’ler ise tarih yazar.
Ne mutlu Türk’üm diyene.
2—İsveç’li bilim adamları iktidara oy verip, muhalefetten hesap soran insan türünün beyin yapısını inceliyorlarmış.
3—İnsanlık benzeri görülmemiş bir açlığa sürükleniyor. Şu an yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız başımıza gelebilecek en kötü senaryonun ta kendisi.
4—Kurban fiyatlarını gören babamla göz göze geldik. İkinci bir Hz. İbrahim vakası yaşanmasından korkuyorum.
5—O değil de yaşlanınca torunlarıma 2020,2021 ve 2022’yi anlatsam “Sallıyor gene bunak “ diyecekler.
18 Kasım 2022 / Mehmet Özata