1. İnsanlara karşı daima saygılı olunuz. Hız kurallarına mutlaka uyunuz. İnsanoğlu bazen bilmeden hata yapabilir. Bağırmak, çağırmak ve dolayısıyla kavgaya gidebilecek zemini hızlandırmak yerine usulünce uyarmak ne kadar hoştur. Hele birde hata yapan vatandaş, hatasını anlayıp, utanarak özür dilemişse, ne âlâ. Şu bir gerçek ki, affederseniz, sizde affedilirsiniz. O halde siz de uzatmayın, affedin gitsin. Çünkü ‘’Öfke gelir göz karartır. Öfke gider yüz kızartır’’ demiş büyüklerimiz.
Hız yapmadın geç kaldın desinler hiç önemi yok ama geçmiş olsun demesinler.
Tecrübeler en iyi öğretmendir, fakat okul masrafı biraz çoktur.
Yağmurlu, çamurlu havalarda yayaların üzerine su, çamur sıçratmamaya dikkat ediniz. Böyle yaparsanız gıyaben teşekkür kazanırsınız.
Unutmayınız, şimdi şoförsünüz ama yarın yaya olabilirsiniz.
Araçtaki müziğin sesini çok açmayınız. Hem diğer araçların uyarı için çalacakları korna sesini duyamazsınız hem de dikkatiniz dağılır. Kaset, CD, flaş bellek değiştirme işini başkasına bırakınız veya radyo dinlemeyi tercih ediniz.
Müziği kendimiz dinleyelim, başka ortaklar aramayalım.
2. Mecbur kalmadıkça kornaya basmayınız. Mecbur kalmadıkça çocukları korna ile uyarmaya çalışmayınız. Bu dikkatlerini dağıtabileceği gibi paniğe kapılmalarına da yol açar ve kazaya sebep olabilir. Özellikle sabah erken ve gece geç saatlerde araç içerisinden çıkmayarak, eve haber vermek için, kornayı haberleşme aracı olarak asla kullanmayınız. İnip kapının ziline basınız. Yorulmazsınız ve değer kazanırsınız.
İnsanlarla vedalaştıktan sonra, birde araç içerisinde kornaya basarak vedalaşmayınız.
Özel günlerinizde (düğün, nişan, asker uğurlama, kutlama vs.) mutlu olmak elbette hakkınız ama bu hakkınızı kullanırken ölçüyü kaçırmayınız. Gereğinden fazla kornaya basarak çevreyi rahatsız etmek veya trafiği tehlikeye sokacak şekilde hareket etmeyiniz.
Şehir hayatının stresi içerisinde bir de düğün, kutlama vs. gibi durumlarda oluşan araç konvoylarındaki sürücülerin normalden çok fazla ve elini hiç çekmeden kornaya basması, özellikle ana cadde üzerindeki meskenlerde ikamet eden yaşlı, hasta ve çocuklara çok büyük rahatsızlık vermekte ve buraları yaşanmaz hale getirmektedir. Bunun için yetkililerin acil önlem alması gerekmektedir.
Unutmayınız, siz mutluluktan uçarken başkaları hasta yatağında yatıyor, hastalığın etkisiyle bir türlü uyuyamıyor veya yeni uykuya dalmış olabilir. Sizin bilinçsizce aşırı şekilde kornaya basmanızdan dolayı uyanmış ve sabaha kadar bir daha uyuyamamış olabilir. Böyle bir insanın sizin hakkınızdaki düşüncesi acaba ne olabilir.
‘’Şoför evladım, ne olur gece keyfi kornaya basarak veya müziğin sesini çok fazla açarak beni rahatsız etme. Çünkü yaşlıyım ve hastayım, uyanınca bir daha uyuyamıyorum. Bunu şimdi sana anlatamam zamanı gelince anlarsın.’’
O halde, kendimize yapılmasını istemediğimiz bir hususu bizde başkalarına yapmamaya özen gösterelim. Sorunlu değil sorumluluğunu bilen bir toplum olmak daha güzeldir. ‘’Şu çeşmenin haline bak, su içecek tası yok / Kırmayın insan kalbini, yapacak ustası yok.
*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve –hikâyeden şiire sızan- Susamak kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak (tanesi 50 TL) veya Osmancık’ta Topçuoğlu Mağazası’ndan temin edebilirsiniz.