Diğer bir konuda elektrikli araçlar gerçekten klasik araçlardan daha ucuz mu? Kullanım maliyeti daha az mı?
Elektrikli otomobillerde enerji depolanması için pil teknolojisi kullanılır ve birçok tip pil teknolojisi olmakla birlikte “Lityum” esaslı olanları en çok tercih edilen tiptir.
Lityum son 3 senede, 15 kata yakın değer kazanmıştır. Aşağıda verdiğim grafikte son bir yıl içersinde lityum fiyatları 7 kat artmıştır. Soru şu, Lityum fiyatları böyle artmaya devam eder mi? Araştırmaların sonucu lityumun Dünya’da az bulunması sebebiyle fiyatların artmaya devam edeceği üzerinde.
Bu durumda, elektrikli araçlarda kullanılan lityum-iyon pillerin fiyatının artması araçların ilk yatırım fiyatını da 4-5 kat artıracağını varsaymak yanlış olmayacaktır.
Ayrıca, son yıllarda elektrik fiyatlarının sürekli artması sonucu şarj maliyetlerini de arttıracağı hesaba katıldığında kullanım (işletme) maliyetlerinin katlanabileceğini de düşünmek gerekir.
Ham petrol fiyatları son 10 yıldır varili (159 litresi) yaklaşık 72 $ civarında olması; yani litresi 0.5 $ civarında olması araç kullanımın maliyeti açısından dizel ve benzinli araçların avantajını koruyacağı düşünülebilir.
Petrol üreticileri tarafından hiçbir zaman petrol fiyatları için aşırı yüksek olsun veya aşırı düşük olsun istenmedi. Bugün Ukrayna-Rusya savaşı devam etmesine rağmen petrol fiyatları savaş öncesi fiyatların altına geriledi.
Diğer taraftan elektrikli otomobiller yıllık güncelleme yazılım maliyetleri getirmeye başladı. Bu tür maliyetler, aracın kullanım maliyeti açısından Kasko sigorta, araç bakım ve araç muayene ücreti gibi yüksek bedellere sebebiyet verebilir.
Ayrıca elektrikli bir araç klasik bir aracın kullandığı parçalara nazaran %20 daha fazla parça kullanır. Dolayısıyla, daha fazla parça demek daha fazla parça değişimini, o da daha fazla kullanım maliyeti demektir.
Önümüzdeki 20 yıl içersinde elektrikli araçlar elbette daha pahalı olacak çünkü talebi karşılayacak altyapı dünyada henüz yok.
Bütün bu problemler, ülkemizdekine benzer vergiler nedeniyle benzin ve mazot fiyatlarının artması sonucu son 30 yıldır LPG dönüşüm çözümlerine dönüş gibi hibrit motorlara dönüşümlerin artacağı da gözüküyor.
Bütün bu sonuçlardan petrol lobisi gibi lityum pil lobisinin de oluşacağı aşikâr. Dolayısıyla, başta ülkemiz olmak üzere elektrikli araçlar konusunda da işimizin zor olduğu gözükmektedir.
Gelelim ülkemize!
Ülkemizde yaklaşık 10 yıl öncesi yerli-milli otomobil üreteceğiz iddiası ile başlayan ve birkaç özel teşebbüs tarafından Türkiye Otomobil Girişim Grubu (TOGG) adında bir firma 2018 yılında kuruldu. Bu süreçte ilk örnek üretimleri ortaya çıktı ve konu uzmanları tarafından yerli-milli olup olmadığı tartışıldı.
Çünkü başta motoru Alman Bosch ve bataryaları Güney Koreli LG Chem olmak üzere birçok parçası yurtdışından karşılanmaktadır.
İlginç olan ise aracın satışını artırmak için aslında reklam açısından şeffaflık olması gerekirken, araç sürekli gözlerden uzak tutuldu ve tartışmalar siyasi malzeme yapıldı.
Üstelik yerli-milli olduğu iddia edilen elektrikli aracımızı siyasilerin şov amaçlı gösterdikleri hariç yollarda henüz göremedik. Ayrıca, henüz aracın servis hizmetleri ve şarj istasyonları açısından da bir gelişme maalesef göremedik.
29 Mart 2023 yılının başında kura sonucu teslim edilmesi gereken müşterilerin araçları da henüz teslim edilemedi.
Ülkemizde 1961 yılında başlayan “Devrim” adındaki ilk yerli otomobil girişimi ve ardından 1966 yılında “Anadol” markası ile seri yerli araba üretimi ile başlayan üretme sevdası hala devam etmektedir.
Aslında yerli-milli üretim olup olmadığından daha çok Dünya’da marka olma hedefi daha önemlidir. Önemli olan üretiminin Türkiye’de yapılıyor olması değildir. Önemli olan sizin ürettiğiniz aracın veya bir başka teknolojik ürünün Dünya’da kabul görmesidir.
Bugün nasıl cep telefonu tercihimizi yerli-milli oluşuna göre değil de, fiyat-kalite-tanınırlık ölçütlerine göre yapıyorsak. Otomobil tercihimizi de fiyat-kalite-tanınırlık açısından yapacağımız kesin.
Peki! Togg Dünya’da marka olabilecek mi?
Yukarıda bahsetmiş olduğum nedenlerden dolayı diğer yerli-milli teşebbüsler gibi maalesef Togg’da hayal kırıklığı olacağı kanaatindeyim.