Mutlu olmak istiyorsan ; Merak et, iyi olduğun şeyleri yap, işini veya hayatı sev, kendine inan güven, her şeyden ilham al, kitap oku, spor yap, müzik dinle, aile yakınlarını ve arkadaşlarını ara, başkalarına yardım et, televizyonun düğmesini kapat, hayatın düğmesini aç, korkularınla yüzleş, kalbin pusulan olsun, cep telefonuyla zaman harcama, hayata güzel bak, güzellik bakan gözdedir.
1—Ünlü Halet Efendi öldüğünde şair şu beyti düşmüş.
Ne kendi etti rahat, ne verdi halka huzur, / Yıkıldı gitti cihandan dayansın ehl-i kubur.
2—Malta sürgünleri sohbet ederken Enver Paşa’nın babası, “Allah’a şükür hayatımda hiç harama uçkur çözmedim.” demiş. İmp.ğun batışından ıstırap içinde kıvranan Süleyman Nazif dayanamamış. “Keşke helale de uçkur çözmeseydiniz de şu Enver belası doğmasa, bizler de buralarda olmasaydık.” demiş.
3—Rahat nefes almak için, İstanbul’da servet, Ankara’da devlet, Anadolu’da kuvvet gerekir.
4—Süleyman Nazif’e Bağdat Valisi iken ordu kumandanlığından şöyle bir telgraf gelir.” Yüz bin okka şeker ile on bin okka çayın 24 saat zarfında orduya sevki..”
Nazif hemen cevabı teller,” Çin İmp.na çekilmesi icap ederken yanlışlıkla vilayete gelen telgrafınız okundu…”
5—Okumayı bıraktığın gün sonbahardır. Ertesi gün cehaletin kışı başlar.
6—Bedene ait her şey bilim. Ruha ait her şey sanattır.
7—Mutluluğun formülünü buldum, hafıza kaybı!
8—Evde tartıştıktan sonra ceketini alıp giden hep erkek olur. Kadın hangi ceketi giyeceğine karar veremez.
9—Para gübre gibidir. Yayılmazsa işe yaramaz. Koku yapar. (Bacon)
10-Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutmayın aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak. (Nazım Hikmet)
11-Bilge bir doktor en iyi ilacın ilgi ve sevgi olduğunu söylemiş. “Ya işe yaramazsa diye sormuşlar? Gülümseyerek, “O zaman dozu arttırın” demiş.
12-Rüyamda 3. Köprü inşaatında çalışıyordum. Kendi rüyamda bile amaleydim. Bu nasıl bir fakirliktir Yarabbi?
13-Dünyada en adaletli dağıtılan şey “akıl” sanırım. Zira kimse bana az gelmiş diye şikâyet etmiyor.
14-Hayat Bilgesi Mümin Sekman anlatıyor; “Yurt dışında gittiğim en iyi lokantalarda Arap şeyhlerinin çocukları yanlarında Rus sevgilileriyle yiyor, içiyorlar. Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine modern ülkelerde hayatlarını yaşıyorlar, kendi halklarına da din pazarlıyorlar. Bu hayatta bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla. Maalesef, bu coğrafya acıyla öğrenenlerin dünyası. Bu topraklarda her şeyin bir gün anlaşılacağını ama hep geç anlaşıldığını biliyorum. Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar ama hep geç anlarlar. “Coğrafya kaderdir.” der İbn-i Haldun.
Bu yüzden az gelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır. “İDRAK GECİKMESİ”
15-Kadına sormuşlar; “Erkek mi, para mı? hangisini tercih edersin?” Hiç fark etmez, ikisini de harcarım” demiş.
16-Feminist kadın ise, “Dünyanın bütün kadınlarına sesleniyorum, mutlaka evlenin, erkekler cezasız kalmamalıdır!.” demiş.
17-Allah’ım ben hazırım. Senin “Yürü ya kulum, emrini bekliyorum” Çok amin.
Zülfü Livaneli’nin çok sevdiğim bir dörtlüğü ;
Bir insan ömrünü neye vermeli? / Tükenip gidiyor ömür dediğin,
Yolda kalan da bir, yürüyende bir / Savrulup gidiyor ömür dediğin…
Bir dörtlük de benden;
Yıllar gelip geçiyor biz dönüp duruyoruz, / Dünyada duramadık cennete gidiyoruz,
Dünya denen cennet de cehennemi yaşadık, / Batı yazdı biz oynadık, buna da kader diyoruz.