Tarihte iki Nesimi vardır. Biri 15. yüzyılda Bağdat’ta yaşayan, şeriata karşı geldi diye derisi yüzülerek öldürülen Seyyit Nesimi, diğeri 17. yüzyılda Anadolu’da yaşayan Kul Nesimi.
Bugün sizlere, yaşadığı 15. yüzyıla sığmayan, sözleri, şiirleri ve davranışlarıyla olay yaratan, şeriatın kurallarına başkaldıran sıra dışı, aykırı bir dâhi Seyyit Nesimi’yi anlatacağım.
Seyyid Nesimi’nin Bağdat civarında Nesim kasabasında doğduğu söylenir. Yaşam öyküsü hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Şeriata aykırı görülen davranışları nedeniyle Halep'te derisi yüzülerek öldürüldüğü biliniyor.
Nesimi yaşadığı 15.yüzyılda toplumun gözü, kulağı ve sesi olmuştur. Yunus Emre gibi tekkeler arası ilişkileri yürütmüş ve diyar, diyar gezmiştir.
Araştırdığım kaynaklar, Nesimi’yi şöyle anlatıyor.” nesbi doğru olan yüksek dereceli Seyyitlerdendir. (Seyyit, Hz. Muhammet soyundan gelenlere denir.) İyi tahsil görmüş ve zamanın medreselerinde okutulan bilimleri öğrenmiştir. Tarikat ve meşayih, yani şeyhlerinin gizemlerine aşinalığı vardır.”
Nesimi Fazullah Hurufi’nin halifesi olduktan sonra, onun fikirleri ışığında büyük ve uzun geziler yapmış, Hurufilik düşüncelerini yaymağa çalışmıştır. Hurufılik, kural dışı kuran yorumu, şeriat ilkelerine açıkça karşı çıkan, kelimelere dayanan bir gizemciliği ifade etmektedir. Seyyit Nesimi şiirlerini Türkçe ile yazmış, Türkçe konuşmuştur.
Nesimi’ nin ölümü ardından Türkmen Alevileri,
“Mehdi, Gayip Erenleri, Tanrıya çekildi, gökyüzüne süzüldü, kendisine geldi, kendisiyle bütünleşti derken, Halep’in on iki kapısından, on ikisinde de aynı anda çıktığını söylemişlerdir.
Latifi Teskeresi’nde Nesimi için, ‘Garip ve acaip bir adam ama, kâmil, arif ve nüktedan biri, erdemli bir kişidir diye tanımlanmaktadır.”
Seyit Nesimi’nin, zamana ve mekâna sığmayan, akıl ve mantık sınırlarını zorlayan beyitleri ve deyişlerini okurken dehşete kapılır halden hâle girerim.
Ben de sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam…
Gevher-i Lâ-mekân benem, kev-ü mekâna sığmazam…
(İki cihan içime sığmış, bense bu dünyaya sığmam.. Mekân dışı, mekân üstü olma cevheri bende iken, yine de varlığa ve mekâna sığmam.)
Can ile hem cihan benem, dehr ile hem zeman benem,
Gör bu latifeyi ki, ben, dehr-ü zemana sığmazam.
(Ruhla cihandaş olan benim, âlemle zamandaş olan benim, sen bu latif hale bak ki, ne âleme sığarım, ne zamana sığarım.)
Gerçi bugün Nesimi’yem, Haşimiyem, kureyşiyem,
Bundan uludur ayetüm, ayatü şana sığmazam..
(Bugün Nesimi diye anılmakta isem de, Haşim oğulları soyundan, kureyş oymağındanım. Bundan dolayıdır ki, âlametim uludur ve ululuk sebebiyledir ki, alâmate, şana sığmam…)
Bu yaşıma kadar hiçbir fâninin böylesine iddialı, gizemli ve ârifane sözlerine rastlamadım. Seyyit Nesimi, sıra dışı ve çok iddialı sözleri ve şiirleriyle bugün bile İslam âlemini şaşırtmaya devam ediyor..
Seyyit Nesimi akla, mekâna ve zamana sığmayan seçilmiş bir garip Âdemdir.
Ben de Seyyit Nesimi için yazdığım ağıt dörtlüğümle Nesimi’yi zaman tünelinin derinliklerinden zamanımıza ve mekânımıza davet ediyorum.
Ne zaman Nesimi aklıma gelse,
Yüzülmüş tenine deri olurum.
Hallaç gibi çıkıp,”Enel Hak” dese,
Aklımı şaşırıp, deli olurum…(Mehmet Özata)
Kitapsız peygamber diye anılan Seyyit Nesimi’yi sevgi saygı ve rahmetle anıyorum.
Ben de aşka gelerek zamanımıza ve yaşadıklarımıza şöyle isyan ediyorum.
Hani halden hale girer, isyan edersin,
“La havle” çeker bu da olmaz ki dersin,
Bağrına taş basar, katlanırsın bahtına,
Acıyla olgunlaşırmış insanoğlu neylersin… (Mehmet Özata)
Aziz Atatürk’ümüzün 85. ölüm yıldönümü nedeniyle Ata’mızı sevgi, saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhu şâd ve mekânı cennet olsun. 10 Kasım 2023 / Mehmet Özata