Babalar en kutsal varlıklar olan annelerin gölgesinde kalan gizli kahramanlardır.
Evin en öksüzü babalardır. En yalnızı, en kimsesizi, herkese kimse olurken, evin direği olurken kendisi direksizdir, dayanacağı kimsesi pek yoktur.
O zayıf olamaz, çünkü o kahramandır, o ağlayamaz çünkü o kahramandır.
Hep kahraman olmak, öyle kalmak zorundadır.
Hayatını ailesine adasa da, ne eşine ne de çocuklarına yaranabilir.
Hem toplumda hem de ailede hep annelik yüceltilir, onun yanına ayıp olmasın diye babalık da eklenir. Evin en yalnızıdır aslında. Bu yüzden en son babalar duymaz mı? Ya saklanır, ya yalan söylenir ya da paylaşma gereği duyulmaz. Bunda elbet hoşgörüsü az babanın da suçu ve bu duruma katkısı vardır ama yine de ne yapsa yaranamaz… Babanın aile de en sevdiği birey kadınıdır, eşidir.
Eşinin ise en sevdiği çocuklarıdır, kendisi değil. En büyük aşk evliliklerinde bile, sevgilisi doğum yaptığında kadını artık sevgilisi değil, anne olur. Baba en çok anneyi sever, anne en çok yavrusunu sever, yavrusu ise en çok eşini sever, eşi ise en çok yavrusunu sever. İyi bir işi olması gerekir, zengin olması gerekir.
Anne ya da çocuklar işsiz olabilir, kimse bunu çok görmez onlara.
Ama baba işsiz olamaz. Evin geçimini karşılamak zorundadır, hem de şartlar ne olursa olsun. Dışarıda onca karşılaştığı kötülük ve güçlüklerle uğraşırken, eve gelip sığınmak, dinlenip, huzur bulmak isterken, evde eşinin kaprislerini çekmek, çocukların sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalır. Sığındığı limandan daha kötü limanlara sığınmak için kaçmak zorunda kalır kimi zaman.
Belki ağlamak ister onların yanında, onlarla... Yapamaz! Evin şerefini, evin namusunu korumak zorundadır. Kızının ilk aşkı kendisi olsa da, büyüyünce kızı artık aldatır babasını ve başka gençlere kayar gönlü. Babasına bin bir naz yapan o kız ise sevgilisinin, eşinin her dediğini yapar. Oğlu ise eşinin yanında muma döner.
En acısı ise yıllarca gözünden bile koruduğu o güzeller güzeli kızını, gözbebeğini gelir adamın biri alır elinden, gözünden sakladığını başka gözlere verir. Değil birinin ona dokunması yan gözle bile bakmasına dayanamayan baba, teslim eder bir başkasına kendi elleriyle.
Eli öpülesi, baş tacı bu asil insanların, BABALARIN ve elbette ki dünyanın en değerli varlıkları ANNELERİN değerini yaşarken bilmek ve onları dünyanın en değerli varlıkları olduğunu hissettirmek, saygıda kusur etmemek, onları mutlu etmek bir insanın bu dünyadaki en önemli, en birincil görevi ve zevki olmalı.
Henüz kaybetmeden...
20 Haziran 2021 Pazar günü “Babalar Gününde” hediyenizi alıp babanızı arayın, mümkünse yanına gidin elini öpün, sayesinde bu günlere geldiğinizi ve onu çok sevdiğinizi söyleyin, mutluluğunuzu hissettirin. Rahmete gitmişse bir Fatiha okuyun. Ben de rahmetli babam Mustafa Kemal Özata’yı sevgi, saygı ve hasretle anıyorum.
Mustafa Kemal babamdı, hayatıma mekândı,
Çok özel bir insandı, herkes ona hayrandı,
Çocukları çok sever, paylaşarak yaşardı,
Sevgilerle donanmış, adam gibi adamdı…(Mehmet Özata)
Bülent Börek’in Genel Müdürü Galatasaray’lı dostum Avni Denli’nin, Amerika’da tanıştığı Günay Altav adlı arkadaşının yazdığı bu güzel yazı çok hoşuma gitmişti.
Dün akşam Avni bey telefon açarak, “Muhterem 19 Haziran 2015 tarihinde Osmancık Haber gazetesine yazdığın bu yazıyı 2021 “Babalar Gününde de” yazarsan çok sevinirim” dedi. Aradan tam 6 sene geçtiği halde güncelliğini yitirmeyen bu güzel babalar günü yazısını noktasına virgülüne dokunmadan aynen yazıyorum.
BAADDİN ESPRİLERİ
1—Bu toplumda şeyh, şıh çok fakat tek bir filozofumuz yok. Biyolojik yönden aklı bozuk insanların evliyadır diye peşlerinden koşup“Benim halim ne olacak? diye soranlarımız var.
2—Sevgili dostum Ahter Kutadgu, genç yaşta ölen arkadaşı Yavuz Selim Boyana için Facebookta,“Yıldızlar yoldaşın, devrin daim olsun” diye yazmış.
3—Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim. (Sabahattin Ali)
4—Asla pişman olma, iyiyse harika, kötü ise deneyimdir.
5—Hayat ne garip, yaşarken elinden tutan yok, ölünce omuzlarda taşıyorlar.
19 Haziran 2021 / Mehmet Özata