Haziran 1503, Kristof Kolomb, gemilerin zorunlu tamiratı için Jamaika'ya uğrar. Oradaki yerliler tamirata yardımcı olur, gemi tayfasına yiyecek içecek verir. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen tamirat bitmez. Üstelik gemi tayfası, yerlilerin yiyeceklerini yağmalamaya başlamıştır... Bu duruma kızan yerliler, yardımı ve yiyeceği keser. Çaresiz durumdaki Kolomb, o dönemlerde gemilerde bulunan ve yıldız pozisyonlarını da içeren takvimi karıştırırken, ertesi gün Ay tutulması olacağını öğrenir. Aklına parlak bir fikir gelir ve hemen yerlilerin şefine gider...
Şefe, Tanrı ile haberleştiğini ve Tanrı'nın yardımın kesilmesine çok kızdığını, bu kızgınlığını da Ay'ı kan kırmızıya çevirerek göstereceğini söyler. Ertesi gün akşam Ay tutulması başlar ve Ay'ın rengi tutulmadan dolayı kızıla döner.
Kolomb'un oğlu, o anı günlüğüne şöyle yazmış:
"İnleme ve feryatlarla birlikte, her yerden gemilere doğru geldiler, yiyecek ve içecekler getirdiler, Tanrı'ya onları affetmesini söylemesi için amirale yalvardılar" . Kolomb kum saatine bakar, 48 dakika süren tutulma bitmek üzeredir. Onlara Tanrı'nın kendilerini affettiğini ve Ay'ın birazdan normal rengine çevireceğini söyler...
Tutulma biter, Tanrı tarafından affedilen yerliler de mutludur, evrenin işleyişini bilen Kolomb şu notu düşer:” Cehalet her zaman köleliği getirir”.
Sevgiyle kalın..(Chenay Kobak)
BİZİM KUŞAK
Ölümler hep yıkar beni. En son, her ay yaptığımız telefon görüşmelerinde
“Ne haber, Sarı Cemal’in oğlu ?” diye takıldığım Samsun’da yaşayan çocukluk arkadaşım SSK müfettişi Rıdvan Derindere kardeşim de hayata veda etmiş.
Başımız sağ olsun. Allah rahmet eylesin ve nurlarda yatsın sevgili Rıdvan.
Dün Osmancık’tan sevgili dostum öğretmen Bekir Gürsoy’la telefon görüşmesi yaparken şimdiye kadar kaybettiğimiz hayatımızda iz bırakan ağabey, arkadaş ve dostlarımızı anarak ruhlarına fatiha okuduk.
Aklımıza gelen hayatımızda iz bırakmış rahmetli kardeşlerimiz şunlardı.
Hasan Tokgöz, Mehmet Filiz, Merdol Çevik, Orhan Öztürk, Mustafa Gürsoy, Veysel Gürsoy, Duran Ceylan, Dursun Gonca, Dursun Özbek, Yaşar Okutan, Mehmet Göl, Mutullah Göl, Mahmut Çörekçi, Mustafa Çörekçi, Hayri Işık, Erol Yavaş, Okan Çelik, Sadık Çetin, Altan Boyacı, Metin Göl, Mesut Çelebi, Faruk Geylan, Ömer Derindere, Abdurrrahman Derindere, Sıtkı Geylan, Ali Işkın, İsmail Karataş, Ayhan Ünsal, Orhan Güçlü, Hakkı Gökgöz, Kamil Tüfek, Bekir Akkuş, Ömer Tüfek, Mesut Gayur, Mahmut Solak, Hasan Tunus, Ali Merdan Helva, Hakkı Acar, Muttalip Demirkan, Hüseyin Cebeci, İbrahim Cebeci, Turan Dinçer, Edip Uysal, Yüksel Serttaş…
Yukarda adlarını yazdığım kardeşlerimizi ve adlarını yazmayı unuttuğumuz dostlarımızı sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum.
şâd, mekânları cennet olsun ve nurlarda yatsınlar.
Ömer Hayyam üstadı tanırsınız. Hayatın her anına ölümsüz rubaileriyle damga vurarak gönüllerimizde taht kurmuştur.
Bu dünyaya kimler geldi, kimler geçti,
Neler, neler istediler, hepsi de dünyayı bırakıp gittiler,
Ne o sen hiç gitmeyecek gibisin,
İşte tıpkı onlar da aynen senin gibiydiler…(Ömer Hayyam)
BAADDİN FIKRALARI
1—İmam efendi namaz kıldırdı Arapça, Kuran okudu Arapça, dua etti Arapça,
Camiye yardım istedi Türkçe… “Neden yardım talebi Türkçe?” diye sordular.
“Kimse anlamaz ki!” dedi. İmam da güldü bu işe!
2—Dünyanın en ağır yüküdür, aklı sende olmayanı yüreğinde taşımak…
3—Eskiden hava bedavaydı. Şimdi maskeli 1.TL., maskesiz 900 TL. artistlik yaparsan 3.150.TL.
4—Derler ki, Lokman Hekim 32 hastalık tespit etmiş. Bunların 16’sının sebebi “Ayaz”, 16’sının sebebi “Boğaz” imiş. ÜŞÜTMEYİN VE ÇOK YEMEYİN.
11 HAZİRAN 2021 / Mehmet Özata